29 Nisan 2009 Çarşamba

Serbest iş yapmış olanlar tercih edilmezler

Ben çok teklif almışımdır profesyonel olarak çalışmak için ama neticede hayatımda hep serbest çalışmış olmam birçok soru işaretini beraberinde getirmiştir.

Benim bakış açımdan : Bu serbestliğimden vazgeçeyimmi ?
Hayır, çünkü = Kendi zamanımı kendim ayarlıyorum.

İşveren açısından : Ahmet Refii Dener acaba takım çalışmasına elverişlimi, hep serbest çalışmış ve kendi kararlarını kendi vermiş ?

Hiç birimiz başarıyı yakalayacağı yerde Dünya'ya...

...gelmemiştir. İstisnalardan bahsetmiyorum burada.

Kararlar alın, değişime yönlenin, şansınızı kapınızın önünde aramayın.

Bugün İstanbul'da Anadolu yakasından gelen iş teklifini, Avrupa yakasında oturuyor diye kabul etmeyen çok kimse tanıyorum. O zaman tabii ki kendi krizinizi kendiniz yaratırsınız.

Websiteleri

Çok başarılı olanları olduğu gibi, bir çoğu olmasa o kuruluş için daha iyi olur diyebilirim. Tamam benim Türkçem 30 sene yurt dışından sonra bozuk ve zaten kimse düzgün Türkçe bilmiyor, ama bir İngilizce, Almanca vs. tercümelere tıklarsanız bu sitelerde felaketle yüzyüze gelirsiniz. Sözde tercümanların tercümeleri. Kimsenin günahını almayayım ama yabancı dilde düzgün olan siteler çoook az. Hatta ben kardeşime bununla ilgili bir iş bile yarattım. Türk sitelerinin yabancı dil içeriklerini düzenliyor (kendisi tahminen 3-5 dil biliyor). Aslında bu hizmeti Türk şirketlerine verecektik ama bizi tercüman sandılar ve fiyatlar yüksek geldi. Malum Türkiye de tecrübe ve kaliteden önemli olan fiyattır. Şu anda kendisi aynı hizmeti Avrupa'nın dev kuruluşlarına veriyor. irtibat : ahmet@dener.eu

Kartvizitini göster senin kim olduğunu söyleyeyim

Genelde kartvizitlerde (şayet büyük bir kuruluş değilse) hep ufak tefek hatalar vardır ("neyse, kim görecek"). Ya da Tel.No. vs. farklıdır ve kartı veren "durun ben şuraya direkt hattımıda ekleyeyim" der.
Dünya'ya açık bir iş yapıyorsanız emin olunki kartınızı alanın ilk yapacağı iş müsait durumda sizin websitenize girmek olacaktır.
İşte burada kalite anlayışınız hemen ortaya çıkacaktır. Ben her sabah websitemi denerim. Tekniktir bu, tabii ki çalışmayabilir ama en azından ben sabah bir kontrol edeyimde. www.d-project.com.tr benim Türk firmalarına hitab ettiğim alan adı'dır. Alman müşterilerime www.dener.eu üzerinden ulaşırım ya da onları bilgilendiririm diyeyim daha doğru olur. Websitelerin hakkında ayrıca bir üstte yazdım.

İş bulmak istiyorsanız...

...iş müracaatınızla işverende kalıcı iz bırakın. 30 seneden sonra 2004'te tekrar İstanbul'da yaşıyorum. Etrafımda bazı tanıdıklarımın iş müracatları beni şoke ediyor. Elle yazılmış bir CV'yi hiçbir ön yazı olmadan her tarafa faksla dur. Tabii bu vasıfsız işçi olarak iş arayanların yaptığı bir yöntemdir sanıyorum. Avrupa'da böyle bir yöntem yasak bile. Ne reklam , ne de iş müracaatı. "Sen benim faks kağıdımı tüketeceksen benim senden birşey talep etmiş olmam lazım".

Her neyse, bu kadar sıradan cv'nin yanında fark yaratmak zor değil. Seçeceğiniz kağıt, belirttiğiniz istekleriniz, tecrübeleriniz. Neden o şirkette çalışmak istediğiniz, foto, seçtiğiniz kağıdın ve yazıcının baskı kalitesi vs. derken... Start alırken at yarışında olduğu gibi "Starting Box" da en azından herkesle aynı hizada olmak için özen gösterin, doğruları yapın. İş bulmak zaten zorken birde başından diskalifiye olmayın. İrtibat : ahmet@dener.eu

Çözüm çok ama ilk önce içinizi dökmelisiniz !

Bu ne anlama gelir ? Genelde danışmanlık hizmeti talebinde bulunan şahıslar (kuruluşlar demiyorum çünkü neticede bilgileri size aktaran hep bir şahıstır) kendi doğrularını bana aktarırlar. Retuşlanmış bilgiler kulağa daha hoş gelirler ama yanıltırlar. Üretilen çözümler bu yanlış bilgiler doğrultusunda olursa herşey bir felaketle sonuçlanır. Neticede ben size yardım edeceksem, bir çözüm yolunu beraber bulacaksak açık olalım ve doğruları konuşalım. İrtibat : ahmet@dener.eu

İyi zaman dostu aslında bu şahısların ...

...size gerektiğinde borç vermediğini tanımlar. Yalnız bu kadar kötü düşünmeyelim bu şahıslar hakkında. Neticede borç verecek veya yardım edecek olsalar, siz geri ödeyemeyince siz kötü olacaksınız. Dostluk bitecek.
Yardımı alamayan taraf olarak bu "iyi zaman dostu" zaten defterden silmezmisiniz ? O zaman "dostluk" kavramı sizin açınızdanda zaten bitmiştir.

Size yardım etmeyen şahsın yerine kendinizi koyun o zaman siz ne yapardınız ? Sakın "ben yardım ederdim" demeyin veya diyorsanızda tekrar bir içinize kapanın ve düşünün. Bunun böyle olacağını tahmin ediyorsunuz ama o zaman sizin tutumunuz ne olur bilemezsiniz.

Borç veya yardım eden insanlar genelde bir bolluktan yola çıkarak yardım ederler. Paranın geri dönüşü önemli değildir ve onları sarsmaz. Şayet bu para onlara geri dönerse siz kazandınız demektir.

Tavsiyem : Dostluğunuzun devamı için yola çıkarken iyi düşünün !

  • Yardım isteyeceğim şahsın bol miktarda parası varmı ?
  • Yakınlarda planladığı bir proje veya harcama varmı ?

Yani bir araştırmacı, pazarlamacı ruhuyla işe yaklaşın ve bunu bir proje olarak görün, dost kalın !

İş görüşmelerine gittiğimde...

...genelde yaşam ve iş tecrübelerim ağır bastığından genelde konudan sapmalar olur. Etrafımdakilerin ne kadar keyifle beni dinlediğini görürüm ve bundan o kadar keyif alırım ki...

Bu kadar sene inişli çıkışlı yaşam sonrasında bu tecrübelerimi artık profesyonel olarak paylaşıyorum. Sohbetim kadar ücretlendirmeside keyif verici ve şaşırtıcı. İrtibat : ahmet@dener.eu

Başarı öyküleri

Mesleğinde başarılı olmuş insanlar kitap yazarlar ve "başarılarının sırlarını" sözde bizlerle paylaşırlar. Aslında size, bana bir "Başarı formülü" açıklamazlar, açıklayamazlar. Bu onların hayat hikayesidir. İşler gelişeceği gibi gelişmiştir. Bu yolda edindiğiniz tecrübeleri yorumlar bunu bir formüle dönüştürürsünüz. Ama bu tanımlanan yolu takip eden bir şahıs kesinlikle aynı başarıya ulaşamayacaktır. Hayat bu kadar kolay olsaydı hepimiz aynı kitabı okur....

110 yaşına gelen bir şahısa...

...bunu nasıl başardığı sorulduğunda, bunu nasıl cevaplasın ? O anda hayatında yaptığı şeylerden biri aklına gelir ve "yatmadan önce az miktarda viski içerim" der. Geçmiş olsun !

Bunu okuyanlarda uzun yaşam reçetesini kaptım sanarlar.

Gene 100 yaşında bir adama sormuşlar "bu yaşa geldiniz, bir daha Dünya'ya gelseniz neyi farklı yapardınız" diye. Adam çok gerçekçi bir cevap vermiş : "daha sağlıklı yaşardım".

Empatik iletişim eğitimi...

Ekip Eğitimi, Etkileme ve sunum becerileri, Liderlik becerileri, Müşteri işişkileri eğitim, Müzakere becerileri eğitimi, Yaratılıcılık, Motivasyon eğitimi, Etkin yöneticilik eğitimi, Duygusal zeka, Eğiticinin eğitimi, Zaman yönetimi, Stres yönetimi, Etkil problem çözme teknikleri, Kişisel imaj, Departmanlar arası iletişim, Expat eğitimi, Düşünce sistemleri, Satış becerileri eğitimi, İleri satış teknikleri eğitimi, Satıcılar için pazarlama eğitimi
vs. vs.

Bütün bunların eğitimini verenler (çoğunlukta) bu bilgileri başkalarında kapmışlardır ve kendi tarzlarında size sunarlar. Bu demek oluyorki bu şahıslar bunu sadece de teoride biliyorlar ve bu bildiklerini satıyorlar.

Oysa teori ile pratik arasında Dünya'lar olduğunu yaşayan bilir. Ben iş hayatımda inişli çıkışlı yaşamımda edindiğim tecrübeleri paylaşıyorum. irtibat : ahmet@dener.eu